Borsasever

Borsalar Yeşile Döndü Ama Tehlike Bitmedi: Asıl Fırtına Yeni mi Başlıyor? (Bloomberg)

borsalar-yesile-dondu-ama-tehlike-bitmedi-asil-firtina-yeni-mi-basliyor-bloomberg-DB874eLx.jpg

Küresel piyasalarda oldukça sert dalgalanmaların yaşandığı bir haftanın ardından, hisse senetleri haftayı görece sakin ama hâlâ kırılgan bir zeminde tamamladı. Endeksler son işlem gününde güçlü toparlanma gösterse de, haftalık bazda tablo kırmızı kaldı. Buna karşılık, risk iştahasının en uç göstergelerinden biri sayılan Bitcoin’de sert düşüş ve kripto fonlarından güçlü çıkışlar dikkat çekti.

Dalgalı Haftanın Ardından Dengelenen Piyasalar

Haftanın son gününde ana endeksler günü artıda kapattı. Geniş piyasa endeksi yaklaşık yüzde 1–1,5 civarı yükseldi, teknoloji ağırlıklı endeksler de benzer şekilde yukarı geldi. Küçük ölçekli şirketleri takip eden endeks ise gün içinde yüzde 3’e varan primlerle öne çıktı.

Ancak bu pozitif kapanış haftalık zararı silmeye yetmedi. Büyük endeksler hafta genelinde yaklaşık yüzde 2 civarı değer kaybetmiş durumda. Yani “ekranda yeşil” görüntü, haftanın geneline yayılan satış baskısını tamamen gölgelemiyor.

Opsiyon Vadesi ve Suni Yükseliş Tartışması

Haftanın son işlem günündeki hareketi büyüten faktörlerden biri, devasa opsiyon vadesi oldu. Yaklaşık 3 trilyon dolarlık türev pozisyonun aynı gün vadesinin dolması, endekslerdeki fiyatları hem aşağı hem yukarı yönde abartılı oynatabiliyor.

Uzmanlar, bu tür günlerde görülen sert hareketlerin her zaman gerçek alım-satım iştahını doğru yansıtmadığını, pozisyon ayarlamaları ve hedge işlemlerinin piyasayı “suni biçimde” şişirebildiğini hatırlatıyor. Bu yüzden birçok profesyonel, haftayı değerlendirirken “günün renginden” çok “haftalık tabloya” bakmayı tercih ediyor.

Küçük Şirket Hisselerinde Beklenmedik Atak

Hafta içindeki baskıya rağmen, son gün özellikle küçük ölçekli şirket hisseleri öne çıktı. Küçük şirket endeksinin gün içinde yüzde 3’e yakın yükselmesi, bazı stratejistlere göre “erken döngü” fiyatlamasının ilk işaretleri.

Büyük teknoloji devleri son yıllarda piyasanın neredeyse tüm kazancını sırtlarken, şimdi yatırımcıların bir kısmı “kaçırdıkları” diğer alanlara bakmaya başlıyor. Araştırma raporlarında, küçük ölçekli şirketlerin kazanç tahminlerindeki iyileşmenin hızlandığı, revizyonların yukarı döndüğü vurgulanıyor.

Bitcoin’de 2022’yi Hatırlatan Düşüş ve ETF Çıkışları

Hafta boyunca hisse senetleri dalgalanırken, asıl yara kripto cephede açıldı. Bitcoin, ekim ayında gördüğü 125 bin dolar civarındaki zirveden 80–84 bin bandına kadar geriledi ve ay bazında yüzde 25’e yaklaşan bir kayıp yaşadı. Bu performans, kripto piyasasında 2022’deki büyük çöküş döneminden bu yana en zayıf aylardan biri olarak öne çıkıyor.

Özellikle Bitcoin’e dayalı borsa yatırım fonlarından (ETF) ciddi çıkışlar dikkat çekiyor. Bu ürünler, kriptoya doğrudan cüzdan açmadan yatırım yapmayı mümkün kıldığı için bireysel yatırımcı talebinde önemli bir gösterge haline gelmişti. Şimdi bu fonlardan üst üste gelen çıkışlar, risk iştahındaki kırılmanın kripto tarafına da sıçradığını gösteriyor.

Kripto Balinaları ve “OG” Satışları

Kripto dünyasında asıl paniği artıran unsur ise, piyasaya yıllar önce girmiş “eski büyük oyuncuların” (OG balinaların) satışa geçmesi. Uzun zamandır dokunulmamış bazı büyük cüzdanların Bitcoin satmaya başlaması, piyasada “Acaba onlar tepede miyiz sanıyor?” sorusunu gündeme getiriyor.

Bu tür adresler, Bitcoin henüz birkaç dolar seviyesindeyken büyük miktarlarda alım yapmış, yıllarca hiç hareket etmemiş adresler. Onların satışa geçmesi, sadece fiyata teknik baskı yapmakla kalmıyor, psikolojik olarak da “güven kırılması” yaratıyor.

Yapay Zekâ Hisseleri ve NVIDIA Tartışması

Hafta içine damga vuran diğer başlık, yapay zekâ rüzgârını sürükleyen büyük çip üreticilerinin performansı oldu. Şirketler güçlü bilançolar açıklasa da, bazı dev teknoloji hisseleri hafta boyunca baskı altında kaldı.

Bu tablo, “Yapay zekâ balon mu, yoksa sağlıklı bir büyüme hikâyesi mi?” tartışmasını yeniden alevlendirdi. Stratejistlere göre hikâyenin üç ayağı var: temel teknoloji, veri merkezleri ve altyapıyı besleyen çip şirketleri ve en son da bu teknolojiyi işine entegre etmeye çalışan “kullanıcı şirketler”. Şu an fiyatlamanın büyük kısmı ikinci ayağa, yani çip ve altyapı üreticilerine yığılmış durumda. Üçüncü ayağın, yani verimlilik artışı ve kârlılık sağlayan gerçek kullanım örneklerinin, bilançolara yansıması ise zaman alacak.

Buna rağmen, büyük endekste yer alan şirketlerin yaklaşık yüzde 15’inin artık bilançolarında yapay zekâ sayesinde elde ettikleri “ölçülebilir faydadan” bahsetmesi, bu dönüşümün kağıt üzerinde kalmadığını gösteriyor.

Fed, Enflasyon ve Faiz İndirimi Bahsi

Piyasanın arka planındaki en önemli soru ise değişmiş değil: Merkez bankası ne zaman ve ne kadar faiz indirecek? Son gelen istihdam verileri ücret artışlarının durakladığını, işsizlik oranının ise bir miktar yükseldiğini gösterdi. Buna ek olarak, Michigan Üniversitesi’nin tüketici güveni anketinde, hanehalkının kendi mali durumuna bakışı 2009 krizinden bu yana en zayıf seviyelerden birine geriledi.

Bazı merkez bankacılarının “Aralık’ta faiz indirimi masada” mesajları, piyasalarda kısa süreli bir rahatlama yarattı. Piyasa fiyatlamasında önümüzdeki yıl için birkaç adet küçük çaplı faiz indirimi beklentisi öne çıkıyor. Ancak bu da ayrı bir tartışma konusu: “Fed indirime başlarsa, bu büyümenin daha da zayıfladığının işareti mi olacak?” sorusu, yatırımcıların kafasını kurcalamaya devam ediyor.

Tüketici Güveni Zayıflarken Noel Harcamaları

Yeni yıl öncesi alışveriş sezonu yaklaşırken, tüketici davranışları da yakından izleniyor. Anketler, hanehalkının bu yıl hediye bütçesini son yıllara göre daha kısıtlı tuttuğuna işaret ediyor. Özellikle lüks ürünler, ev ve mutfak eşyaları, elektronik gibi büyük biletli kalemlerde harcama iştahı zayıflıyor.

Elektronik perakendeciler için akıllı telefon, bilgisayar ve oyun konsolları gibi ürün döngüleri hâlâ destekleyici olsa da, tüketicinin genel ruh hali “daha seçici, daha fiyat odaklı” bir profile kaymış durumda. Mağazalar ise bu tabloyu, kampanya sürelerini uzatarak ve erken indirimlerle dengelemeye çalışıyor. Artık Kara Cuma sadece bir gün değil, adeta haftalara yayılan bir promosyon dönemine dönüşmüş durumda.

Küçük Hisselerde “Rolling Resesyon”dan “Rolling Toparlanma”ya

Ekonomi tarafında sık sık kullanılan bir kavram var: “Rolling resesyon” yani sektör sektör gezinen bir durgunluk. Bazı ekonomistler, bunun yavaş yavaş “rolling toparlanma”ya döndüğünü düşünüyor. Büyük ve kaliteli şirketlere akan para, son birkaç yılda küçük hisseleri gölgede bırakmıştı. Şimdi ise kazanç beklentilerinde düzelme ve faiz patikasında yumuşama ihtimali, küçük şirketler için fırsat penceresi açıyor.

Stratejistlerin vurgusu şu: “Bu bir ‘büyükler düşecek’ hikâyesi değil, küçüklerin arayı kapatma hikâyesi.” Yani amaç, dev teknoloji şirketlerinden tamamen kaçmak değil, portföyleri bir miktar daha dengeli hale getirmek.

Özel Piyasalara Perakende Yatırımcı İlgisi

Bir diğer dikkat çekici trend, yıllardır ağırlıklı olarak büyük fon ve kurumsal yatırımcılara açık olan özel piyasalara (private equity, özel borç, ikinci el fonlar vb.) bireysel yatırımcıların da açılmaya başlaması. Son yıllarda her yıl yüzlerce yeni “sürekli açık” veya “aralıklı likit” fon yapısı devreye giriyor.

Ancak burada önemli bir uyarı var: Bu tür yatırımlar genellikle likit değil, yani istenildiği zaman nakde çevirmek mümkün değil. Ortalama elde tutma süresi 7 yılı bulabiliyor. Uzmanlar, “Bu alana giren bireysel yatırımcı, bu paraya uzun süre dokunmayacağını baştan kabullenmeli” diyor.

2025 kurumsal fon toplama açısından zayıf geçti; birçok fon ellerindeki eski yatırımları satıp yatırımcısına nakit döndüremediği için yeni para bulmakta zorlandı. 2026’ya doğru çıkışların (satışların) artması ve fon toplamanın yeniden hızlanması bekleniyor.

Perakende Hisseleri, Kara Cuma ve Fiyat Duyarlı Tüketici

Perakende sektöründe ise tablo karışık. Bazı zincirler, güçlü ürün döngüleri ve genç kitleye hitap eden konseptleri sayesinde daha dayanıklı. Örneğin uygun fiyatlı ama “eğlenceli” ürün karması sunan mağazalar, ergen ve genç yetişkinleri mağazaya çekebiliyor.

Buna karşılık, düşük gelir grubuna hitap eden “ucuzcu” market ve dolar mağazaları, müşterileri en çok sıkışan kesim olduğu için zorlanıyor. Büyük gıda perakendecilerinin bilançosunda, “en alt gelir grubundaki müşteride yorgunluk ve harcama kısıntısı” ifadesi giderek daha fazla yer buluyor. Evcil hayvan ürünleri, giyim ve elektronik mağazaları da, müşterinin “öncelik listesinde” aşağı doğru kaymaya başladı.

Uzun Vadeli Yatırımcı İçin Dersler

Bu dalgalı tabloda öne çıkan birkaç basit ama önemli ders var:

  • Piyasalar ile ekonomi aynı şey değil; ekonomi yavaşlarken bile bazı temalar (örneğin yapay zekâ) güçlü kalabiliyor.

  • Tek bir gruba (sadece dev teknoloji, sadece kripto gibi) aşırı yüklenmek, volatiliteyi katlıyor. Küçük hisselerden finansallara kadar daha dengeli dağılım, şokları yumuşatabiliyor.

  • Kripto gibi “nakit akışı olmayan” varlıklar, risk iştahı bozulduğunda ilk darbe alan alanlar olmaya devam ediyor.

  • Faiz indirimi her zaman “iyi haber” olmayabilir; bazen büyümenin bozulduğu bir dönemin habercisi de olabilir.

Exit mobile version