2024’ün baskılayıcı ekonomik politikaları ve makroihtiyati tedbirleriyle yıpranan bankacılık sektörü, 2025 yılına temkinli umutlarla başladı. Sektör genelinde net faiz marjlarında kısıtlı bir genişleme görülse de, özellikle faaliyet giderleri ve aktif kalitesinde yaşanan olumsuzluklar, kar marjlarını sınırladı.
İlk çeyrek verileri, bir önceki döneme göre toparlanmayı işaret etse de, yıllık bazda halen zayıf bir görünüm hâkim. Özel sektör bankaları yıllık performansta geride kalırken, kamu bankaları ve yatırım bankaları daha olumlu ayrışıyor.
NET FAİZ BEKLENTİLERİN ALTINDA KALDI
2025’e girerken, hem yurtiçinde hem de yurtdışında “yumuşak iniş” beklentisiyle net faiz marjlarında %6 seviyelerine doğru bir yükseliş umudu oluşmuştu. Ancak ilk çeyrek sonunda bu beklentinin büyük ölçüde gerçekleşmediği ortaya çıktı. Net faiz marjlarında sınırlı bir toparlanma görülse de, sektör genelini tatmin edecek düzeyde bir genişleme gerçekleşmedi.
KARLILIKTA POZİTİF SİNYALLER
2024’ün son çeyreği sektör için olumsuz beklentilerle geçerken, 2025’in ilk çeyreği bu düşük baz etkisiyle pozitif ayrışma getirdi.
-
Halkbank, Akbank ve Yapı Kredi çeyrekten çeyreğe net kâr artışında öne çıkan bankalar oldu. Albaraka Türk ise baz etkisi nedeniyle istisna oluşturdu.
Özellikle kamu bankaları çeyreklik bazda daha güçlü sonuçlar açıkladı.
Yıllık bazda, özel sektör bankalarının performansı zayıf kaldı.
-
Net faiz marjı büyümesindeki beklentinin altında kalan artış
-
KOBİ kredilerinde artan takipteki alacak oranları
-
TÜFE’ye endeksli menkul kıymetlerde (TÜFEKS) ciddi değerleme düşüşleri
bu negatif performansın ana sebepleri oldu.
Bu bağlamda;
-
İş Bankası, Yapı Kredi ve Akbank yıllık performansta negatif ayrıştı.
-
TSKB, Albaraka Türk, Halkbank ve Vakıfbank ise pozitif tarafta yer aldı.
TÜFEKS DEĞERLEMESİNDE SERT DÜŞÜŞLER
TÜFE’ye endeksli menkul kıymetlerdeki değerlemelerde sert düşüşler, bankaların finansallarını ciddi şekilde etkiledi.
-
Genel ortalama %40 seviyelerinden %28’lere geriledi.
-
Vakıfbank ve Halkbank, bu ürünlerde yüksek değerleme seviyelerini koruyarak menkul kıymet gelirleriyle kârlılıkta pozitif ayrıştı.
Kamu tarafı, değerlemeleri aşağı yönlü revize etse de bu katkının 2025’in ilerleyen çeyreklerinde de devam etmesi bekleniyor.
FAALİYET GİDERLERİNDE SERT ARTIŞLAR
2025’in ilk çeyreğinde faaliyet giderlerinde önemli artışlar görüldü.
-
Personel maaşlarına yapılan zamlar
-
Prim karşılıkları gibi dönemsel yükler
bu artışın temel nedenlerini oluşturdu. TÜFE üzeri gider artışları, sektör genelinde kârlılığı aşağı çekti.
Karşılık oranları cephesinde bankalar arasında ayrışma dikkat çekiyor:
-
Halkbank ve Yapı Kredi, karşılık artışında öne çıktı.
-
TSKB, önceki raporlarda işaret edildiği üzere çözüm sürecine başladı.
-
Albaraka Türk’ün elindeki 7,3 milyar TL’lik karşılığı çözüp çözmeyeceği henüz netlik kazanmış değil.
2. ÇEYREK DAHA ZOR GEÇEBİLİR
2025’in ikinci çeyreği, ilk çeyreğe göre daha zorlayıcı geçebilir.
-
Gecelik borç verme faizlerindeki artış
-
Artan fonlama maliyetleri
-
Devam eden sıkı makroekonomik koşullar
bu dönemde büyümeyi baskılamaya devam edecek gibi görünüyor.
Özellikle özel sektör bankalarının olumluya dönmesi, daha önce öngörüldüğü gibi haziran ayı yerine, 2025’in 3. çeyreğine sarkabilir.
YATIRIM BANKACILIĞI POZİTİF AYRIŞMAYI SÜRDÜRÜYOR
Sıkı kredi politikalarından görece muaf olan yatırım bankaları, portföylerinin piyasa koşullarına duyarlılığı sayesinde daha iyi bir performans sergiliyor.
-
Net faiz marjlarının sektör ortalamasının üzerinde olması
-
Güncel piyasa koşullarına göre şekillenen yatırım portföyleri
yatırım bankacılığını 2025’te pozitif ayrıştırmaya devam ettirecek gibi görünüyor.
SEKTÖR İÇİN SINAV DEVAM EDİYOR
2025 yılının ilk çeyreği, düşük baz etkisiyle kısmen toparlanma getirse de, sektörün önünde hâlâ zorlu bir yol var. Faaliyet giderleri, karşılıklar, net faiz marjları ve aktif kalite dinamikleri; bankaların performansında ayrışmayı derinleştiriyor. Kamu bankaları görece güçlü kalırken, özel sektör toparlanma için üçüncü çeyreği beklemek zorunda kalabilir.
Marbaş Menkul Değerler
Bir Cevap Yaz