Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) nisan ayı faiz kararını açıkladı.
Banka, yüzde 42,5 seviyesinde olan politika faizini 350 baz puan artırarak yüzde 46’ya yükseltilmesine karar verdi. Merkez Bankası böylece 13 ay sonra ilk kez politika faizini artırmış oldu. Son faiz artırımı Mart 2024’te yapılmıştı.
Beklentiler politika faizinin sabit kalacağı yönünde şekilleniyordu.
Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltti.
Martta takvim dışı toplantı yapılmıştı
Mart ayında yapılan PPK toplantısında, politika faizi 250 baz puan düşürülerek yüzde 45’ten yüzde 42,5’e çekilmişti.
Ancak Merkez, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve Türk lirasında yaşanan değer kaybının ardından 20 Mart’ta takvimde yer almayan bir ara toplantı düzenlenmişti.
Ara toplantıda politika faizi sabit tutulurken, gecelik faiz yüzde 44’ten yüzde 46 seviyesine çıkarılmıştı.
Merkez Bankası takvimine göre mayıs ayında toplantı yapılmayacak. Bir sonraki toplantı 19 Haziran’da gerçekleştirilecek.
Kararda enflasyon vurgusu yapıldı
Enflasyonist risklere vurgu yapılan karar metninde “Öncü veriler yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima etmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Kuruldan nisan ayı faiz kararına ilişkin yapılan açıklamanın tamamı şöyle oldu:
“Enflasyonun ana eğilimi mart ayında gerilemiştir. Aylık temel mal enflasyonunun finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle nisan ayında bir miktar yükseleceği, hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyredeceği öngörülmektedir. Öncü veriler yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima etmektedir. Küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.
Finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımlar ivedilikle atılmıştır. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”
Bir Cevap Yaz