Merkez Bankası yeniden haftalık borç verme uygulamasına dönerek politika faizini etkinleştirdi. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artırımına giden Merkez Bankası, açıklamanın ardından yaptığı ikinci bir duyuru ile bir ölçüde normalleşme adımı atmış oldu.
Duyuruda “20 Mart 2025 tarihinde ara verilen bir hafta vadeli repo ihalelerine tekrar başlanmasına karar verilmiştir. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda, likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir” denildi. Ara PPK kararıyla, likidite operasyonları ile sağlanan yüzde 46 faiz şimdi yeniden politika faizi haline geldi.
Merkez Bankası’nın aldığı 350 baz puanlık artırım kararı piyasa çevreleri tarafından ‘sürpriz’ olarak da değerlendirilirken, enflasyonla mücadele açısından ‘doğru’ bir karar olarak nitelendirildi. Bu karar aynı zamanda, faiz düşüşü ile yılın ikinci yarısında yatırım penceresinin açılmasını bekleyen iş dünyası açısından yüksek yatırım maliyetlerinin süreceği anlamına da geliyor. Banka, Mart 2024’ten beri geçen 13 ay sonra faiz artırımı yapan Merkez Bankası, içeride yaşanan siyasi gerilim ardından başlayan küresel türbülans ile geçen yılın sonunda başlayan faiz indirim sürecini askıya almak zorunda kaldı. Geçen sene sonunda yüzde 50 olan faizi kademeli bir şekilde yüzde 42.5’e kadar indirmişti. Yıl başında bu PPK’da da norma şartlarda 250 baz puanlık bir indirim daha bekleniyordu.
PPK’da alınan kararla kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 350 baz puan artırarak yüzde 46 olarak belirlenirken gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltti. Karar metninde “Öncü veriler yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima etmektedir. Küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir” denildi.
Sıkı para politikası duruşu sürdürülecek
P”ara politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir” denilen metinde “Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” ifadelerine yer verildi.
Tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacak
Finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımların ivedilikle atıldığı kaydedilirken, “Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır” açıklamasına yer verildi. TCMB’nin bir sonraki toplantısı 19 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek.
Ekonomistler nasıl yorumladı?
QNB Başekonomisti DÜNYA Gazetesi yazarı
Hasan Erkin Işık
TCMB’nin kısa vadede birinci önceliği, dövizde dengeyi sağlayarak rezervlerdeki düşüşü durdurmak olarak görünmektedir. Önümüzdeki dönemde döviz piyasasında yeniden alım yönlü bir pozisyona geçilebilirse, bankalararası faizi Haziran ayındaki PPK toplantısına kadar %46 seviyesinde tutarak, ardından enflasyonda beklenen düşüşle birlikte politika faizinde belirgin bir indirime gidebilir. Ancak döviz satışlarının devam etmesi halinde, faizleri %49’a da yükseltebilir.
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti
Yiğit Onay
Merkez Bankası’nın beklentileri yönetmek adına ön aldığını, şahin bir yaklaşımla politika faizini aslında efektif fonlama oranı olan yüzde 46’ya getirdiğini görüyoruz. Ama bunun da ötesinde daha şahin sayılabilecek bir adım olarak da asimetrik faiz koridorunu devam ettirdiğini ve üst bandın 300 baz puan üzerinde kaldığını görüyoruz. Bu da yüzde 49’a denk geliyor. MB döviz kurundaki şok sonrası gerçekleştirdiği, geçici olarak nitelendirdiği sıkılaşma adımını kalıcı hale getirmiş oldu.
Ata Yatırım Araştırma GMY
Cemal Demirtaş
Bir sonraki toplantıya kadar aslında önemli bir manevra alanının yaratıldığını da düşünüyoruz. Haziran toplantısında faizlerde mevcut konjonktürde devam edilmesi durumunda bir değişiklik beklemeyiz. Faizlere ilişkin ilk değişiklik, önce faiz koridorunun üst bandında normalleşme yolunda gelebilir (%47,5’e çekilmesi gibi). Ancak bunu konuşmak için henüz erken olduğunu düşünüyoruz. Döviz talebinin ne yönde gittiği, gelecek dönemde faiz kararlarında belirleyici olacaktır.”
Bulls Yatırım Yurtdışı Piyasalar Direktörü
Cenk Akyoldaş
Sürpriz artış, Nisan ayı enflasyonunun beklentinin üstünde geleceği şeklinde yorumlanabilir. Kur baskısı belirgindi, rezervlerden ciddi müdahale geldi. Merkez Bankası, baskıyı azaltmak için agresif bir adım attı. Piyasadan kopuk olmayan bir Merkez Bankası görüyoruz. Merkez Bankası’nın piyasanın önünde hareket etmeye kararlı olduğunu gösteriyor. Artık kademeli değil, doğrudan ve güçlü hamlelerle ilerliyor. Bu geçiş döneminde kontrolü tamamen elinde tutmak istiyor.
Yabancıdan bir haftada 3,1 milyar dolarlık satış
Yabancı yatırımcı 11 Nisan haftasında, 293,2 milyon dolar net hisse satışı ve 2 milyar 804,5 milyon dolarlık net tahvil satışı gerçekleştirdi. Böylelikle yabancı, geçen hafta 3,1 milyar dolarlık satış yapmış oldu. Yurt dışında yerleşik kişiler piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış verilerle 11 Nisan haftasında 293,2 milyon dolar net hisse satışı yaptı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, aynı hafta DİBS (Kesin Alım) net satımları 2 milyar 804,5 milyon dolar oldu. Yurt dışında yerleşiklerin DİBS (Ters Repo) satımları net 166 milyon dolar, net DİBS (Teminat) satımları 2 milyar 714,7 dolar oldu. DİBS (Ödünç) işlemi gerçekleşmezken, şirket borçlanma senetleri satımları net 32 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Yurt dışında yerleşik kişilerin hisse senedi stokları piyasa değeri 39 milyar 661,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. DİBS (Kesin Alım) stokları 11 milyar 43,9 milyon dolar, DİBS (Ters Repo) stokları 1 milyar 573,3 milyon dolar, DİBS (Teminat) stokları 5 milyar 587,2 milyon dolar oldu.
Avrupa Merkez Bankası faizi 25 baz puan düşürdü
Avrupa Merkez Bankası (ECB), 3 temel politika faizini 25 baz puan düşürdü. Buna göre mevduat kolaylığı, ana refinansman operasyonları ve marjinal borç verme kolaylığı faiz oranları 23 Nisan 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sırasıyla %2.25, %2.40 ve %2.65’e düşürüldü. ECB’den yapılan açıklamada, “Enflasyonbeklendiği şekilde gelişmeye devam etmiş ve hem manşet hem de çekirdek enflasyon gerilemiştir. Hizmet enflasyonu da son aylarda belirgin bir şekilde gerilemiştir. Enflasyonun temeline ilişkin çoğu ölçüm, enflasyonun yönetim konseyinin %2’lik orta vadeli hedefi civarında kalıcı olarak yerleşeceğine işaret etmektedir” denildi.
Rezervler 150 milyar doların altına indi
Merkez Bankası rezervleri (TCMB), 11 Nisan haftasında 2 milyar 250 milyon dolar azalarak 147,5 milyar dolara geriledi. Döviz rezervlerinde, önceki dört hafta yaşanan düşüş, geçen hafta da sürdü. Son 5 haftada düşüş 30 milyar dolara yaklaştı. TCMB haftalık verilerine göre, 11 Nisan ile sona eren haftada döviz rezervleri 9 milyar 932 milyon dolar azalarak 77 milyar 838 milyon dolardan 68 milyar 6 milyon dolara geriledi. Böylece son beş haftada rezervlerde düşüş yaklaşık 29,8 milyar dolara ulaştı. Altın rezervleri 76 milyar 422 milyon dolardan 79 milyar 481 milyon dolara çıktı ve yeni zirvesine ulaştı. Böylece toplam rezervler 154 milyar 260 milyon dolar olan seviyesinden, 147 milyar 488 milyon dolara geldi.