Borsasever

Merkez’den yeni hamle geldi, politika faizi %46’ya taşındı

merkezden-yeni-hamle-geldi-politika-faizi-46ya-tasindi-LgD3T7rV.jpg

Merkez Bankası ye­niden haftalık borç verme uygulama­sına dönerek politika faizini etkinleştirdi. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artırımına giden Merkez Bankası, açıklamanın ardın­dan yaptığı ikinci bir duyuru ile bir ölçüde normalleşme adımı atmış oldu.

Duyuruda “20 Mart 2025 tarihinde ara verilen bir haf­ta vadeli repo ihalelerine tek­rar başlanmasına karar ve­rilmiştir. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda, likidite ko­şulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçla­rı etkili şekilde kullanılma­ya devam edilecektir” denil­di. Ara PPK kararıyla, likidi­te operasyonları ile sağlanan yüzde 46 faiz şimdi yeniden politika faizi haline geldi.

Merkez Bankası’nın aldığı 350 baz puanlık artırım kara­rı piyasa çevreleri tarafından ‘sürpriz’ olarak da değerlen­dirilirken, enflasyonla mü­cadele açısından ‘doğru’ bir karar olarak nitelendirildi. Bu karar aynı zamanda, fa­iz düşüşü ile yılın ikinci ya­rısında yatırım penceresinin açılmasını bekleyen iş dün­yası açısından yüksek yatı­rım maliyetlerinin süreceği anlamına da geliyor. Banka, Mart 2024’ten beri geçen 13 ay sonra faiz artırımı yapan Merkez Bankası, içeride ya­şanan siyasi gerilim ardından başlayan küresel türbülans ile geçen yılın sonunda başla­yan faiz indirim sürecini as­kıya almak zorunda kaldı. Ge­çen sene sonunda yüzde 50 olan faizi kademeli bir şekil­de yüzde 42.5’e kadar indir­mişti. Yıl başında bu PPK’da da norma şartlarda 250 baz puanlık bir indirim daha bek­leniyordu.

PPK’da alınan kararla ku­rul, politika faizi olan bir haf­ta vadeli repo ihale faiz ora­nını 350 baz puan artırarak yüzde 46 olarak belirlenirken gecelik vadede borç verme fa­iz oranını yüzde 46’dan yüz­de 49’a, gecelik vadede borç­lanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltti. Karar metninde “Öncü veri­ler yurt içi talebin ilk çeyrek­te ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyret­tiğini ve enflasyonu düşürü­cü etkisinin azaldığını ima etmektedir. Küresel ticaret­te artan korumacı eğilimle­rin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenf­lasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir. Enflasyon beklentileri ve fi­yatlama davranışları dezenf­lasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam et­mektedir” denildi.

Sıkı para politikası duruşu sürdürülecek

P”ara politikasındaki ka­rarlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme va­sıtası ile dezenflasyon süre­cini güçlendirmektedir” de­nilen metinde “Maliye poli­tikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağ­layacaktır. Enflasyonda kalı­cı düşüş ve fiyat istikrarı sağ­lanana kadar sıkı para politi­kası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika fai­zi; enflasyon gerçekleşmele­ri, ana eğilimi ve beklentile­ri göz önünde bulundurula­rak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılı­ğı sağlayacak şekilde belirle­necektir. Kurul politika fai­zine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve ka­lıcı bir bozulma öngörülme­si durumunda para politika­sı duruşu sıkılaştırılacaktır” ifadelerine yer verildi.

Tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacak

Finansal piyasalarda son dönemde yaşanan gelişme­ler neticesinde parasal akta­rım mekanizmasını destek­leyen ilave adımların ivedi­likle atıldığı kaydedilirken, “Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yöne­timi araçları etkili şekil­de kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, po­litika kararlarını pa­rasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyo­nun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulla­rı sağlayacak şekilde belirle­yecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçları karar­lılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, ve­ri odaklı ve şeffaf bir çerçe­vede alacaktır” açıklaması­na yer verildi. TCMB’nin bir sonraki toplantısı 19 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek.

Ekonomistler nasıl yorumladı?

QNB Başekonomisti DÜNYA Gazetesi yazarı
Hasan Erkin Işık

TCMB’nin kısa vadede birinci önceliği, döviz­de dengeyi sağlayarak rezervlerdeki düşüşü durdur­mak olarak görünmektedir. Önümüzdeki dönemde döviz piyasasında yeniden alım yön­lü bir pozisyona geçilebilirse, bankalararası faizi Haziran ayındaki PPK toplantısına ka­dar %46 seviyesinde tutarak, ardından enflasyonda bekle­nen düşüşle birlikte politika faizinde belirgin bir indirime gidebilir. Ancak döviz satışla­rının devam etmesi halinde, fa­izleri %49’a da yükseltebilir.

Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti
Yiğit Onay

Merkez Bankası’nın beklentileri yönetmek adına ön aldığını, şahin bir yaklaşımla politika faizini as­lında efektif fonlama oranı olan yüzde 46’ya getirdiğini görüyo­ruz. Ama bunun da ötesinde da­ha şahin sayılabilecek bir adım olarak da asimetrik faiz korido­runu devam ettirdiğini ve üst bandın 300 baz puan üzerinde kaldığını görüyoruz. Bu da yüz­de 49’a denk geliyor. MB döviz kurundaki şok sonrası gerçek­leştirdiği, geçici olarak nitelen­dirdiği sıkılaşma adımını kalıcı hale getirmiş oldu.

Ata Yatırım Araştırma GMY
Cemal Demirtaş

Bir sonraki toplantıya kadar aslında önem­li bir manevra alanının yaratıldığını da düşünüyoruz. Haziran toplantısında faizlerde mevcut konjonktürde devam edilmesi durumunda bir deği­şiklik beklemeyiz. Faizlere iliş­kin ilk değişiklik, önce faiz kori­dorunun üst bandında normal­leşme yolunda gelebilir (%47,5’e çekilmesi gibi). Ancak bunu ko­nuşmak için henüz erken oldu­ğunu düşünüyoruz. Döviz tale­binin ne yönde gittiği, gelecek dönemde faiz kararlarında be­lirleyici olacaktır.”

Bulls Yatırım Yurtdışı Piyasalar Direktörü
Cenk Akyoldaş

Sürpriz artış, Nisan ayı enflasyonunun bek­lentinin üstünde gele­ceği şeklinde yorumlanabilir. Kur baskısı belirgindi, rezerv­lerden ciddi müdahale geldi. Merkez Bankası, baskıyı azalt­mak için agresif bir adım attı. Piyasadan kopuk olmayan bir Merkez Bankası görüyoruz. Merkez Bankası’nın piyasanın önünde hareket etmeye kararlı olduğunu gösteriyor. Artık ka­demeli değil, doğrudan ve güç­lü hamlelerle ilerliyor. Bu ge­çiş döneminde kontrolü tama­men elinde tutmak istiyor.

Yabancıdan bir haftada 3,1 milyar dolarlık satış

Yabancı yatırımcı 11 Nisan haftasında, 293,2 milyon dolar net hisse satışı ve 2 milyar 804,5 milyon dolarlık net tahvil satışı gerçekleştirdi. Böylelikle yabancı, geçen hafta 3,1 milyar dolarlık satış yapmış oldu. Yurt dışında yerleşik kişiler piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış verilerle 11 Nisan haftasında 293,2 milyon dolar net hisse satışı yaptı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, aynı hafta DİBS (Kesin Alım) net satımları 2 milyar 804,5 milyon dolar oldu. Yurt dışında yerleşiklerin DİBS (Ters Repo) satımları net 166 milyon dolar, net DİBS (Teminat) satımları 2 milyar 714,7 dolar oldu. DİBS (Ödünç) işlemi gerçekleşmezken, şirket borçlanma senetleri satımları net 32 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Yurt dışında yerleşik kişilerin hisse senedi stokları piyasa değeri 39 milyar 661,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. DİBS (Kesin Alım) stokları 11 milyar 43,9 milyon dolar, DİBS (Ters Repo) stokları 1 milyar 573,3 milyon dolar, DİBS (Teminat) stokları 5 milyar 587,2 milyon dolar oldu.

Avrupa Merkez Bankası faizi 25 baz puan düşürdü

Avrupa Merkez Bankası (ECB), 3 temel politika faizini 25 baz puan düşürdü. Buna göre mevduat kolaylığı, ana refinansman operasyonları ve marjinal borç verme kolaylığı faiz oranları 23 Nisan 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sırasıyla %2.25, %2.40 ve %2.65’e düşürüldü. ECB’den yapılan açıklamada, “Enflasyonbeklendiği şekilde gelişmeye devam etmiş ve hem manşet hem de çekirdek enflasyon gerilemiştir. Hizmet enflasyonu da son aylarda belirgin bir şekilde gerilemiştir. Enflasyonun temeline ilişkin çoğu ölçüm, enflasyonun yönetim konseyinin %2’lik orta vadeli hedefi civarında kalıcı olarak yerleşeceğine işaret etmektedir” denildi.

Rezervler 150 milyar doların altına indi

Merkez Bankası rezervleri (TCMB), 11 Nisan haftasında 2 milyar 250 milyon dolar azalarak 147,5 milyar dolara geriledi. Döviz rezervlerinde, önceki dört hafta yaşanan düşüş, geçen hafta da sürdü. Son 5 haftada düşüş 30 milyar dolara yaklaştı. TCMB haftalık verilerine göre, 11 Nisan ile sona eren haftada döviz rezervleri 9 milyar 932 milyon dolar azalarak 77 milyar 838 milyon dolardan 68 milyar 6 milyon dolara geriledi. Böylece son beş haftada rezervlerde düşüş yaklaşık 29,8 milyar dolara ulaştı. Altın rezervleri 76 milyar 422 milyon dolardan 79 milyar 481 milyon dolara çıktı ve yeni zirvesine ulaştı. Böylece toplam rezervler 154 milyar 260 milyon dolar olan seviyesinden, 147 milyar 488 milyon dolara geldi.

Exit mobile version