Jülide Y. GÜRDAMAR
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından her yıl düzenlenen Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi’nin 16’ncısı, İnsan Odaklı Kurumsal Yönetim: Yönetim Kurulu Perspektifinden, Yeteneği Cezbetmek ve Elde Tutmak temasıyla İstanbul’da yapıldı. İş Sanat Kültür Merkezi’nde düzenlenen Zirve’de konuşan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Kurumsal yönetim ilkelerini yeniden düşünmek, aynı zamanda iş dünyamız için insan kaynakları odaklı bir eylem çağrısıdır. Esnekliğe, empatiye, öğrenmeye ve birlikte inşa etmeye açık bir iş dünyası liderliği kritik önem kazanıyor” dedi. Yeteneklerden bahsederken kadınların potansiyeline dikkat çeken Turan, Türkiye’de kadınların işgücüne ve istihdama katılımının erkeklerin yarısı düzeyinde olduğuna ifade etti. Turan, “Pek çok kadın çalışma hayatına ya hiç katılmıyor ya da çalışma hayatından erkenden ayrılıyor. Oysa tek kanatla geleceğe uçamayız. 5 milyon kadın evde oturuyor. 750 bin kadın üniversite mezunu iş bulamıyor. Kadın sadece çalışmamalı her kademede eşit temsil edilmeli” dedi. Orhan Turan, TÜSİAD olarak 2024 yılında, iş dünyasını, yönetim kurulları başta olmak üzere, tüm yönetim kademelerinde kadın temsilini artırmaya, yönetim kurullarındaki kadın üye oranını iki yıl içinde %25’e, beş yıl içinde %33’e çıkarmaya ve güncel verilerini açıklamaya davet ettiklerini hatırlattı.
Her kademede eşit temsiliyet gerekiyor
“Kadın ve erkeğin potansiyelini birlikte harekete geçirdiğimizde, hem daha üretken, hem de yarattığı değeri, daha adil bölüşen bir ülke olabiliriz” diyen Orhan Turan, sözlerine şöyle devam etti: “Bunun için, kadınların sadece çalışma hayatına katılımı değil, çalışma hayatının her kademesinde eşit temsiline de odaklanmamız gerekiyor. Pek çok araştırmaya göre yönetim kademelerinde kadınların eşit temsili, kurumların daha etkin yönetimi ve başarısı için de fark yaratıyor. Bu hem eşitlik, hem de iyi yönetişim meselesi.”
“Üst düzey yöneticiler kibirli olabiliyor”
Ödül töreninin ardından düzenlenen ilk panelde Yönetim Kurulu Masasında Yeteneği Yönetmek konusu iş dünyasının önemli isimlerinin katılımlarıyla ele alındı. TAV İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sani Şener, bu bölümde yaptığı yöneticilerin kibirli olmamaları gerektiğini söyledi. Şener, sözlerine şöyle devam etti: “Yetenekler önemli ama yetenek mi değil mi karar vermek lazım. Herkes kendini yetenekli zannediyor. Burada öncelikle şirketlerin kapsayıcı olması gerekiyor. Ardından yeteneği doğru koltuklara oturtmak gerekiyor. Üstteki doğru koltukta oturursa kapsayıcı oluyor. Maalesef üst düzey yöneticiler egoları yüksek, kişisel hedefler koyuyor ve kibirli oldukları için yetenekleri kaybediyorlar. Şirketlerin kültürü, eğitimleri ve insana verdikleri değer çok önemli. Herkese çok ciddi değer vermek lazım. Yeni kuşakla iletişimi sağlamak gerekiyor. O zaman yönetmek çok daha kolay. Benim çocuklar ve torunlar var, bu bir labaratuvar gibi oluyor. Özel sektörde liyakatı olmayan birini bir yere getirmemiz mümkün değil. Kurumsal firmalarda bu sıkıntı olmuyor ama kurumsal olmayan firmalarda bu sıkıntılar çok yaşanıyor. Bunun için şirketler öncelikle, kurumsal ve akademik olmalı. Sokağı bilmek, sahayı iyi bilmek gerekiyor.”
Ekibim bana hayır diyebilmeli
Yönetim Kurulu Masasında Yeteneği Yönetmek panelinde konuşan Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, “Esas’ın arkasındaki itici güç insan kaynağı projesi. Bugünkü başarımız ekibe aittir. Herkes hayatında bir mana arıyor. O manaya karşılık gelecek ekibi kurmak lazım” diye konuştu. Sabancı, ekip kurarken önceliklerini ise şu şekilde açıkladı: “Benim ekibim bana hayır diyebilmeli.. O zaman o ekip benim için kıymetli. Bu arada yönetim kurulu seçimlerinde “Ben bunun arkasında durabilir miyim?” diyebileceğim insanları arıyor. Bunun parasını ben veriyorum diye düşünülmeyecek insanlarla çalışmak lazım.”
Yeni dünyayı eski bilgilerle yönetemeyiz
TKYD Başkanı Tamer Saka, kurumsal yönetimin çok stratejik olduğunu ve sadece bilanço değil yetenekli çalışan ve iyi yönetim gerektirdiğini söyledi. Kurumsal yönetim uygulama eylem planı hazırladıklarını ifade eden Saka, dernek olarak politika üreten bir yapıya dönüşmeyi hedeflediklerini açıkladı. Saka, dünyanın tarihi bir dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, “Bu kadar değişimin olduğu bir dünyayı eski bilgilerimizle yönetmemiz mümkün değil. Değişime ayak uydurmak için karşı karşıya olduğumuz riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Bir iki yıl kriz yaşardık sonra ekonomi düzelirdi. Şimdi öyle değil” dedi.