«
  1. Anasayfa
  2. BORSA
  3. Gelişen piyasalar için ‘kaybedilen yıllar’ sona erdi

Gelişen piyasalar için ‘kaybedilen yıllar’ sona erdi

wall-street-devleri-gelisen-piyasalar-icin-kaybedilen-yillar-sona-erdi-MGXuYpy8.png

Yıllarca ABD hisselerinin sunduğu yüksek getiriler karşısında gölgede kalan gelişmekte olan piyasalar, Wall Street’in büyük oyuncularının yeniden radarına girdi. Morgan Stanley Investment Management, AQR Capital Management, Bank of America ve Franklin Templeton gibi finans devleri, gelişen piyasalarda yeni bir boğa piyasasının başladığını düşünüyor. Türkiye’de önerilen ülkeler arasında..

Gelişmekte olan piyasalara dönüş başladı

Bank of America’nın stratejisti Michael Hartnett, gelişen piyasaları “bir sonraki boğa piyasası” olarak tanımlarken, AQR Capital gelişmekte olan ülke hisselerinin önümüzdeki 5-10 yılda yıllık ortalama %6’lık getiri sağlayacağını öngörüyor. Bu oran, aynı dönemde ABD hisselerinde beklenen %4’lük getirinin üzerinde.

S&P 500 endeksi yılbaşından bu yana yatay seyrederken, gelişmekte olan piyasaları izleyen MSCI endeksi %10 yükseldi. Bu fark, 15 yıllık bir hayal kırıklığı döneminin sona erdiğine dair umutları güçlendiriyor. ABD endeksi bu süreçte %400 yükselirken, gelişen piyasalar yalnızca %7’lik bir artışla sınırlı kalmıştı.

Doların zayıflığı ve ABD tahvillerine güvenin sarsılması

ABD’de Trump yönetimiyle yeniden kızışan ticaret savaşları, yatırımcıları ABD dışı varlıklara yönlendirdi. Moody’s’in geçen hafta ABD’nin kredi notunu düşürmesi, büyüyen bütçe açığı ve kamu borcuna yönelik endişeleri artırdı. Gelişmekte olan piyasalara yönelişte bu faktörler de etkili oluyor.

Franklin Templeton’dan Christy Tan, “ABD dolarındaki değer kaybı yatırımcılara uyarı sinyali veriyor. ABD istisnacılığı sona erdi” diyerek gelişmekte olan ülke tahvillerini ABD Hazine tahvillerine alternatif olarak gösterdi.

Dolar düşerken gelişen piyasa kazancı artıyor

Nisan sonuna kadar dört ay boyunca değer kaybeden dolar, gelişen ülke para birimlerinin yerel getirilerinin dolara çevrildiğinde daha cazip hale gelmesine neden oldu. MSCI’ın gelişen piyasa para endeksi mayıs başında rekor kırdı.

Morgan Stanley’den Jitania Kandhari, iki yıl önce gelişen piyasa çağının başladığını duyurmuştu. Bu kez daha emin. Kandhari’ye göre tarihsel olarak doların zayıflaması, gelişen piyasa hisselerinin getirilerinin üçte birini oluşturabiliyor. Bu yıl fonu %17 getiri sağlayarak rakiplerinin %97’sini geride bıraktı.

Sektörel fırsatlar: Bankacılık, sağlık, savunma

Kandhari artık yerel talebe dayalı bankacılık, elektrifikasyon, sağlık ve savunma sektörlerine odaklanıyor. AQR’den Chris Doheny ise küçük ölçekli gelişmekte olan piyasa şirketlerine yönelmiş durumda.

Bloomberg’e göre, yalnızca 9 Mayıs haftasında ABD borsalarında işlem gören gelişen piyasa ETF’lerine 1.84 milyar dolarlık giriş oldu. Bu, önceki haftanın iki katı.

Riskler baki: Kâr büyümesi, işlem maliyetleri ve siyasi çalkantılar

Elbette, gelişen piyasa yatırımcılarının karşı karşıya olduğu klasik riskler hâlâ geçerli. Bazı ülkelerdeki zayıf kâr büyümesi, yüksek işlem maliyetleri ve siyasi istikrarsızlık yatırımcıları tereddütte bırakıyor.

Fulton Breakefield Broenniman’dan Michael Bailey, “Gelişen ülke ekonomileri daha hızlı büyüyor olabilir ama tekrar eden kâr artışı asıl mesele” dedi. Çin’de büyüme sürerken, şirketlerin sık sık yeni hisse ihraç etmesi yatırımcı getirilerini sınırlıyor. Hindistan gibi piyasalar teoride cazip olsa da yüksek işlem maliyetleri nedeniyle giriş zor.

ABD’nin manevra alanı daralıyor

JPMorgan’dan Gabriela Santos’a göre Avrupa varlıklarına ilgi artsa da, gelişen piyasalara para girişleri henüz sermaye akışı verilerine tam olarak yansımış değil. Ancak dolar zayıflamaya devam ederse, ikinci dalga gelişmekte olan ülkelere yönlenebilir.

ABD’nin 30 trilyon dolara yaklaşan borcu, mali teşvik kapasitesini sınırlıyor. Hindistan ve Filipinler gibi ülkeler hızlı faiz indirimlerine başvururken, Fed enflasyonu yeniden tetikleme endişesiyle temkinli.

Türkiye ve Asya piyasaları öne çıkıyor

Franklin Templeton’dan Tan, “Gelişmekte olan büyük ekonomilerin temelleri güçlü; dış borç düşük, borç/GSYH oranları sağlıklı” dedi. Türkiye, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Asya’nın çeşitli ülkeleri bu anlamda yatırımcılara cazip geliyor.

Bir Cevap Yaz

admin Hakkında

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *