«
  1. Anasayfa
  2. BORSA
  3. ANALİZ: ABD Borsasında Volatilite Neden Düşmüyor?

ANALİZ: ABD Borsasında Volatilite Neden Düşmüyor?

analiz-abd-borsasinda-volatilite-neden-dusmuyor-3PHTRIrv.webp

Hisse Senetleri Tahvillerden Daha Huzursuz

Küresel piyasalarda son haftalarda dikkat çeken önemli bir ayrışma yaşanıyor. Tahvil piyasalarının görece sakin seyrettiği bir dönemde hisse senedi piyasaları belirgin bir tedirginlik içinde hareket ediyor. Bu ayrışma özellikle volatilite göstergelerinde açık biçimde ortaya çıkıyor.

Paylaşılan grafikte de görüldüğü üzere, yatırım yapılabilir seviye tahvillerin volatilite göstergesi uzun dönem ortalamasının belirgin biçimde altında seyrederken, hisse senedi piyasalarını temsil eden VIX endeksi uzun dönem ortalamasının üzerinde bulunuyor.

Teknik görünüme bakıldığında, yatırım yapılabilir seviye tahviller için hesaplanan 6 aylık volatilite göstergesi yaklaşık 32 seviyesinde bulunuyor ve bu değer uzun dönem ortalaması olan 38,2’nin altında. Buna karşılık hisse senedi piyasaları için kullanılan klasik VIX endeksi 22 seviyesinde ve uzun vadeli ortalaması olan 19,5’in üzerinde hareket ediyor. Bu tablo, tahvil yatırımcılarının görece rahat, hisse yatırımcılarının ise belirgin şekilde tetikte olduğunu ortaya koyuyor.

Peki bu ayrışmanın arkasında ne var?

Makroekonomik Belirsizliklerin Farklı Alanlarda Toplanması

Son dönemde ekonomik görünümün karmaşık bir hâl alması, piyasaların risk algısında bölünmelere yol açıyor.

Tahvil yatırımcıları açısından bakıldığında, enflasyonun önceki aylara göre daha öngörülebilir bir patikaya girdiği ve merkez bankalarının iletişim politikasında nispeten istikrarlı bir söylem izlediği görülüyor. Faiz artışlarının yavaşlaması, hatta ileride bir gevşeme döngüsünün sinyallerinin verilmesi tahvil piyasalarında bir rahatlama alanı yaratmış durumda. Bu da volatilitenin düşmesine katkı sağlıyor.

Hisse senedi piyasaları ise aynı derecede net bir tabloya sahip değil. Küresel büyüme görünümüne ilişkin soru işaretleri sürerken, şirket kârlılıklarında beklenen yavaşlama ve jeopolitik belirsizlikler hisse yatırımcılarını tedirgin ediyor. Bu nedenle hisse tarafındaki volatilite tahvillerden daha yüksek seyretmeye devam ediyor.

Şirket Kârlılıklarına Yönelik Endişelerin Artması

Hisse senedi piyasalarının huzursuzluğunu artıran en önemli etkenlerden biri, şirketlerin önümüzdeki çeyreklere ilişkin kâr projeksiyonlarına duyulan güvensizlik.

Özellikle teknoloji sektöründe şirket değerlemeleri son yıllarda oldukça yüksek seviyelere ulaşmış durumda. Bu seviyelerin sürdürülebilir olup olmadığına dair soru işaretleri giderek artıyor. Teknoloji devlerinin yapay zekâ yatırımlarından beklenen geri dönüşlerin zamanlaması hâlâ tartışmalı. Bazı büyük şirketlerin bilanço öncesi sert hareketler yaşaması, yatırımcıların risk iştahını azaltıyor.

Kaldıraçlı Pozisyonların Artışı: Piyasanın Nabzı Hızlanıyor

Paylaşılan ikinci grafikte, yaklaşık 30 yıllık döneme yayılan marjin borçlanmasının altı aylık değişimi ile S&P 500’ün altı aylık performansı neredeyse iç içe geçmiş bir görünüm sergiliyor. Bu ilişki, yatırımcıların piyasaya duyduğu güven düzeyi ile kaldıraç kullanımı arasında güçlü bir bağ olduğunu işaret ediyor.

Tarihsel olarak bakıldığında:

  • Marjin borçlanması hızla arttığında yatırımcı risk iştahı yükseliyor.

  • Borçlanma hızla düştüğünde ise riskten kaçış davranışı ortaya çıkıyor.

  • Bu dalgalanmalar genellikle hisse senedi piyasalarındaki volatiliteyi büyütüyor.

Bugünkü verilere göre marjin borcu altı aylık periyotta güçlü bir artış göstermiş durumda. Bu durum, yatırımcıların yükseliş beklentisiyle risk almaya yöneldiğini gösteriyor. Ancak bu yükseliş her zaman sağlıklı bir trend anlamına gelmiyor; bazen aşırı iyimserlik dönemlerini de yansıtıyor. Özellikle volatilitenin yüksek seyrettiği bir ortamda kaldıraç kullanımındaki artış, piyasadaki kırılganlığı artıran bir unsur hâline gelebiliyor.

Kaldıraç ve Belirsizlik Birlikte Çalışıyor

Tahvil piyasasında kaldıraçlı pozisyonların etkisi sınırlıdır çünkü tahviller çoğunlukla defansif yatırım sınıfında görülür. Buna karşılık hisse senedi piyasalarında marjin borçlanması uzun süredir yatırımcı davranışının ayrılmaz bir parçasıdır.

Dolayısıyla marjin borçları yükseldiğinde:

  • Fiyat hareketleri büyür,

  • Kısa vadeli düzeltmeler keskinleşir,

  • VIX endeksi yukarı yönlü daha hızlı tepkiler verir,

  • Yatırımcı psikolojisi daha dalgalı hâle gelir.

Tahvil piyasası daha çok faiz beklentilerine ve makro veri patikasına duyarlıyken, hisse piyasaları kaldıraçlı pozisyonların yarattığı ani dalgalanmalardan çok daha hızlı etkilenir.

Bir Cevap Yaz

admin Hakkında

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *